Yazılara Dön

Müge Caferoğlu: Tasarım keşif ve yaratıcılık dolu bir süreç.

Yazar Kategori Haber‚ Söyleşi

Söyleşi: Öğr. Gör. Ümit PARSIL

Merhabalar, bugünkü konuğumuz ArtsCollective sanatçılarımızdan Müge CAFEROĞLU. Kendisiyle, sanatı ve projeleri üzerine konuşacağız.

-Hoşgeldiniz sayfamıza, önce Müge Caferoğlu kimdir diye başlasak, kısaca bahseder misiniz kendinizden bize? 

Bursa’da doğdum, büyüdüm ve yaşıyorum. Küçüklüğümden beri üretmeyi, araştırmayı, keşfetmeyi, doğayı, renkleri hep çok sevdim. Hayatımın büyük bir kısmını ise sanat alanında öğrenci olarak geçirdim. Lisede Bursa Güzel Sanatlar Lisesi resim bölüm ile başlayan sanat eğitimi maceram, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nde sanatta yeterlik eğitimimi tamamlamam ile 15 yıl kadar sürdü.

Bugünlere gelene dek farklı kurum ve kuruluşlarda tasarımcı, sanat eğitimcisi, akademisyen olarak görev yaptım. Kendimi kısaca özetleyecek olursam, sanat ve tasarım alanında farklı disiplinleri birleştirerek yaratıcı alanlarda çalışmayı seven, doğa hayranı, tüm eğitim hayatını sanat alanında okuyarak geçirmiş bir tasarımcı, illüstratör, yazarım diyebilirim.

2019 yılında akademik kariyerime ara vermemle birlikte sürdürülebilirlik ve yaratıcılık odaklı bir tasarım markası olan Nunki Design’ı kurarak, fantastik bir dünyada yaşayan karakterlerin oyun, oyuncak ve sürekli genişleyen ürün koleksiyonlarını tasarlayıp, üretmeye başladım. Bu süreçte çocukluğumdan beri kendi kendime hayallerimi çizerken şimdi Nunki sayesinde çocuklar için hem çizmeye hem de yazmaya başladım. Nunki yıldızındaki sürdürülebilir yaşamı anlatan, ‘Nunki Zamanı’ ‘Mucize Vadisi’nde Bir Gün’ kitabım 2020 yılı sonunda Kumdan Kale Yayınları tarafından yayımlandı ve çocuklarla buluştu. Son olarak geçtiğimiz yıldan bu yana devam eden, Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Tilbe Göksun ve Amerika Iowa Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ece Demir-Lira ile birlikte yürüttüğümüz çok keyifli bir projeden bahsetmek istiyorum. Hikayesini yazıp, illüstrasyonlarını ve kitap tasarımını yaptığım ‘Sincap Piti Ormanda Matematik’ kitabı, çocukların uzamsal ve matematiksel öğrenme becerilerini ölçme materyali olarak bilimsel laboratuvar çalışmalarında kullanılmaya başlandı ve psikolojiyle tasarımı birleştiren disiplinler arası bir proje olarak devam ediyor.

Ne kadar güzel kutlarım sizi. Bir grafik tasarımcı olarak bugün geldiğiniz bu noktada kendinizi ne tarafta görüyorsunuz, sanat mı, zanaat tarafında mı? Sizce farkı belirleyen çizgi nedir? 

Grafik tasarımcı olarak yaptığım çalışmaları 2 ayrı grupta toplayabilirim. Birinci grup daha çok sanatsal ağırlıklı olan geleneksel ve dijital teknikleri bir arada kullanarak çalıştığım kolaj ve illüstrasyon çalışmalarımdan oluşuyor. Bu tavrı gerek çalışmayı çok sevdiğim tiyatro afişleri gibi konsept konularda gerekse tasarladığım çocuk kitabı çalışmalarında sürdürüyorum.  İkinci grupta ise Nunki Design markamın tasarım ürünleri yer alıyor. Burada sanatsal kaygının olduğu ve tasarımın zanaat ile buluştuğu bir çalışma süreci yürütüyorum diyebilirim.  Aslında grafik tasarım sanat, zanaat ayrımının yanı sıra piyasa ve reklam odaklı bir yönü de olan disiplinler arası çalışmaların gerçekleştiği geniş kapsamlı bir alan.

Sanat-zanaat ayrımına gelince bu konuda gerçekten uzun bir makale yazılabilir.  Diğer tüm alanlarda olduğu gibi eserin yaratıcı, özgün ve tek olması aradaki farkı belirleyen en önemli etkenlerden. Sanat insanın kendi dünyasındaki yaşanmışlıklarının, deneyimlerinin ve mücadelesinin özgün eğilimidir ve içerisindeki yaratım süreci tamamıyla sanatçıya özeldir.  Zaman zaman sanat ve zanaatın iç içe geçtiği noktalar olmuştur. Ancak, zanaat işlevsellik kaygısıyla faydacı bir amaçla sınırsız sayıda üretilebilen eserler ortaya koyan, çeşitli kural, teknik, malzeme ve araçları olan meslek niteliğine sahip üretim biçimidir diyebilirim.

-Sizin görüşünüzü almak istedim çünkü  maalesef bu ayırımın ülkemizde hala yeteri kadar anlaşıldığı kanaatinde değilim. Biraz daha zor bir yerden bir sorum olursa, yaptığınız eserler aracılığıyla duygularınızı başkalarına yansıtabiliyor musunuz? Veya algılanabiliyor mu? Bu size neler hissettiriyor? 

Yaşamın ilk ham versiyonu olan çocukluğu yetişkinlik devralmadan ve yıllar içinde o ruhu kaybetmeden nasıl koruyabileceğimizle, doğa ile ve kendimizle bağlantıyı yeniden nasıl kurabileceğimizle ilgili düşünerek kolaj çalışmalarımı sürdürüyorum. Bu sorgulamayı ve duyguyu gelen geri bildirimlerle izleyicilere aktarabildiğimi düşünüyorum. Başkalarının gözlerinde gördüğüm heyecan çocukluğumuzda bir yerde ortak bir noktada buluştuğumuzu hissettiriyor.

-Her sanatçının arzu ettiği bir duygu bu değil mi? Nunki Design hakkında da konuşmak isteriz. Nedir Nunki Design, nasıl başladı bu yolculuk? Adı nereden geliyor, serüveninizi bizlerle paylaşabilir misiniz?  

Nunki Design markasının ilk tasarımları 2014 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nde sanatta yeterlik projem olarak ortaya çıktı. Tam büyüyüp hayatın sıkıcı tarafı beni ele geçirecekken, Nunki projem ile çocukluğumu yeniden keşfetme fırsatı buldum. Sanırım doğa ananın beni kucakladığı çocukluğumdaki oyunlar oynadığım yıldızlardan biri beni buldu.  Bir sabah buharlaşan bir su damlası sayesinde Nunki yıldızında uyandım. Fantastik dünyamda yaşayan minik karakterler birer birer ortaya çıkmaya başladı ve hikayelerini fısıldamaya başladı. Böylece, doğa, macera ve sihirden ilham alan Nunki Design’ın marka yolcuğu başlamış oldu.

Nunki, gerçekte var olan Sagittarius takımyıldızındaki bir yıldızın adı. Nunki yıldızının eşsiz doğasıyla ve tüm parlaklığıyla gökyüzünde ve her gece bize göz kırptığını biliyorum. Tasarımı, doğayı, keşfetme heyecanımı ve düşlerimdeki fantastik dünyayı el yapımı ögelerle birleştirebileceğim bir alanda insanların hayatına anlamlı bir dokunuşla gülümseme yaratmak hep hayalimdi. Nunki Design, sınırsız hayal gücüyle tasarlayıp, tasarımlarımı doğal malzemelerle ürüne dönüştürebileceğim sürdürülebilirlik odaklı bir marka olarak hayat buldu. Nunki Design, bu yıldızda yaratmış olduğum fantastik dünyanın ve karakterlerin sürdürülebilir ve doğa ile uyumlu yaşamını yansıtan oyun, oyuncak ve ürün koleksiyonlarını tasarladığım bir oyun alanı benim için.

-Tasarım aşamasında siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Süreçlerinizden, onları tetikleyen başat etmenlerden bahseder misiniz? 

Tasarım aşaması benim için farklı katmanlardan oluşan keşif ve yaratıcılık dolu bir süreç. Her bir tasarım alanı farklı süreçleri barındırıyor. Üzerinde çalışmakta olduğum çocuk kitabı, karakter, oyun, ürün tasarımları ve kolaj tasarımları zemin olarak aynı süreçleri içerse de farklı uzmanlık alanlarının çalışma prensiplerini beraberinde getiriyor. Aklımdaki projenin tanımlama aşaması gerçekleştikten sonra kapsamlı bir araştırma sürecine geçiyorum. Fikirler oluşunca eskiz aşamasıyla süreç devam ediyor. Eskizlerin değerlendirmesi, prototip oluşturma, prototip üzerinde deneme ve iyileştirme süreçleri sonrasında uygulama aşamasıyla tasarımların gelişimi tamamlanmış oluyor. Tasarım anlamında süreç bitmiş olsa da tasarımların, ürünlerin izleyici veya müşteriyle buluşma noktası da geribildirimlerle ayrı bir öğrenme ve gelişim sürecini ortaya çıkartıyor.

Tasarımlarınızı yaparken başka sanat dallarından etkilendiğiniz olur mu? Yahut şöyle genişleteyim sorumu, siz nelerden etkileniyorsunuz?

Sanatın her dalı ayrı bir ilham kaynağı benim için. Tasarım süreçlerimde ilham birçok yerden gelebiliyor. Okuduğum bir kitap, dinlediğim bir müzik, izlediğim bir film, kokladığım bir çiçek,  etrafımı saran renkler, dokular, biçimler, temas ettiğim insanlar, rüyalar, hayaller, çocukluk anılarım, takip ettiğim tasarımcı ve sanatçılar… Kısacası yaşadığım dünyadaki ayrıntıların hepsi bir ilham kaynağına dönüşebiliyor ve tasarımlarıma yön veriyor.

-Tasarım ürünlerinizi kimler alıyor, neden alıyorlar? 

Bu soruya aktif olarak müşteri kitlesiyle buluştuğum Nunki Design üzerinden cevap verebilirim. Nunki Design ürünleri oldukça geniş bir kitleye hitap ediyor. Nunki Design ürünlerinde, el yapımı dokunuşları, doğal malzemenin vermiş olduğu sıcaklık hissini, geleneksel teknikleri ve fantastik ögeleri birleştiren bir tasarım yaklaşımıyla geçmişteki değerli olan şeylerin duygusunu yansıtmaya çalışıyorum. Ürünleri çoğunlukla tasarıma ilgi duyan, doğal olanın verdiği dokunuşu seven, kendi ürettikleri şeyleri kullanmayı seven, hayatlarına anlam katan ve hikayesi olan tasarım ürünlere önem veren kişilerin aldığını gözlemliyorum.

-Akademik kariyerinizden de bahsedelim isterim. Nasıl bir deneyimdi sizin açınızdan?

Araştırmayı, yeni şeyler keşfetmeyi ve üretken olmayı hep sevdim. Bilime katkıda bulunmak geleceğe notlar bırakmak çok anlamlı benim için. Açıkçası akademik kariyerim çok keyifli gitmedi. Binası olmayan, grafik bölümünün yıllarca açılamadığı ve öğrenci alınamayan bir fakültede 7 senemi geçirdim. Kariyeriniz sizi bir yere taşıyamıyorsa körelmeden nokta koymayı bilmek gerek bence. Son 2 senedir hem akademik anlamda hem de tasarım anlamında çok daha verimli çalışıyorum. Dışardan doçentliğe hazırlandığım bu süreçler sonrasında deneyimlerimi paylaşabileceğim ve öğrencilere ilham verebileceğim bir kurumda akademiye dönme planım var.

-ArtsGallery’de kişisel sergi açtınız karma sergiye katıldınız. Bu konudaki karar sürecinizi, öncesi-sonrası sergi deneyim ve duygularınızı da merak ediyoruz. 

Pandemiyle birlikte sosyalleşmenin sorun haline gelmesi tüm dünyanın teknolojiyi aktif bir şekilde kullanmasına yol açtı. Değişen koşullarla birlikte birçok aktivitenin çevrimiçi ortamlarda hayat bulması kaçınılmaz oldu. Bu noktada ArtsGallery Hakan Bey ile yollarımız keşişti. Eserlerimin kitlelere ulaşabilmesi için çevrimiçi sergi fikri harikaydı. Hazırlık süreçleri çok profesyonel ve yönlendiriciydi. ArtsGallery’nin oturmuş sergi açma sistemi sayesinde yapılması gereken şeyleri çözümlemem kolay oldu.

“Düşsel İmgeler” kişisel kolaj sergim Aralık ayında yayına girdi ve yapılan duyurular ve afişler sayesinde herkesin

ulaşabildiği keyifli bir sergi oldu. Çok güzel geri dönüşler aldım ve almaya devam ediyorum. Teknolojiyi sanat adına verimli bir şekilde kullanmamızı sağladığı için ArtsGallery Hakan Bey’e çok teşekkürlerimi sunuyorum.

-ArtsCollective Sanat İnisiyatifi’nin kurucu üyelerinden oldunuz. Bu oluşum hakkında, bu çatı altında yapmak istedikleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?

ArtsCollective Sanat İnisiyatifi’nin sanatçıları buluşturan, fikir paylaşımı ve dayanışma ortamı sağlayan yapısı içerisinde yer almak çok anlamlı ve keyifli benim için. Bu oluşum içerisinde birlikte projeler üretmek, sergilerde buluşmak, sanat söyleşileriyle bir araya gelerek karşılıklı olarak deneyimlerimizi paylaşmak isterim. Online ortamın dışında umarım yüz yüze gelip tanışabileceğimiz etkileşimli ortamlar da yaratabiliriz.

-Son vermeden başka eklemek istediğiniz konular, okuyucularımıza mesajınız var mı? 

Yılda 4 kez yayınlanacak olan ArtsCollective derginin ilk sayısında yer almak benim için çok değerli. Keyifli sorularınız için teşekkür ediyorum. Sanat adına atılan her adımın çok önemli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum. ArtsCollective derginin emin adımlarla ilerleyerek büyük kitlelere ulaşmasını ve farklı dillerde de yayımlanarak dünyaya ulaşmasını arzu ediyorum.

Zaman ayırdığınız, görüş ve bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Nunki ‘lerin yolu açık olsun. Her alanda başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.

 

1 Comment

  • Selim bahadır çakın
    6 Şubat 2022

    Başarıların devamını diliyorum

Selim bahadır çakın için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et